4. Beylikdüzü Barış ve Sevgi Buluşmaları, İzmir'in düşman işgalinden kurtuluşunun 95. Yıldönümü kutlamaları ile final yaptı. Bu özel günde İzmir'i anan ve kurtuluşu kutlayan Sıla Beylikdüzü'nde on binlerce kişiye unutulmaz bir coşku yaşattı. Sahneden hayranlarıyla seslenen Sıla, "Eğer şarkılarıma çok eşlik ederseniz, sizi her yerde anlatırım. Çok güzel görünüyorsunuz." dedi.
4. Beylikdüzü Barış ve Sevgi Buluşmaları, şanına yakışır bir final yaptı. Beylikdüzü Belediyesi'nin organizasyonu ile 30 Ağustos Zafer Bayramı ile başlayan festival; 9 Eylül İzmir'in Kurtuluşu'nun 95. Yıldönümü'nde sona erdi. Kapanışı, Türkiye'nin hayranlıkla dinlediği Sıla yaptı. Sıla, Beylikdüzü'nde daha önce benzeri görülmemiş bir kalabalığa konser verdi. İnsanların akın ettiği konser alanı doldu taştı, vatandaşlar ellerinde bayraklarla konsere durmaksızın eşlik etti. Beylikdüzü Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ise Sıla'yı bu özel günde Beylikdüzü'nde ağırlamaktan duyduğu mutluluğu ifade ederek, "Sıla'nın kendisi gibi gönlü de çok güzel. İlçemizde bir kütüphanenin iç dizaynına yaptırmayı üstlendi. O'na çok teşekkür ediyorum. Bugün festivalimiz sona eriyor. Seneye birlikte olmak dileği ile." dedi ve sanatçıya çiçek ile plaket takdiminde bulundu.
"17, 18, ve 19. yy. romanları olmasaydı Avrupa da olmayacaktı"
11 gün boyunca etkinliğe damgasını vuran Sahaf Festivali Söyleşileri'nin son konuğu ise Yazar Murat Menteş oldu. "Romandan Uyarlanmış Hayat" başlığı ile söyleşiyi gerçekleştiren Menteş, önce Roman ve şiir arasındaki farkları ortaya koydu ve "Roman, yerleşik hayata geçmiş toplumlarda ortaya çıkmıştır. Çünkü matbaa gerekir. Göçebe toplumlar ise şiir yazar." dedi. Özellikle Dünya Klasikleri'ni de ele alan yazar, çarpıcı bir açıklamada bulundu. Menteş, "Bugün, Avrupa dediğimiz medeniyet romandan uyarlandı bence.17, 18, ve 19. yy. romanları olmasaydı Avrupa da olmayacaktı. Örneğin Balzac için 19. yüzyılın mucidi denirken, Charles Dickens Avrupalı bireye kendini inşa etme yolu göstermiştir." şeklinde ifadelerde bulundu. Söyleşi sonunda Menteş'e teşekkür eden Moderatör Pelin Batu, Beylikdüzü Meclis Üyesi Haluk Karataş'ı sahneye davet etti ve Karataş, yazar Mente'e ve Sahaf Festivali Koordinatörü Ümit Nar'a çiçek ile plaket takdim etti.
İstanbul dile geldi
Çardak Altı Buluşmaları kapsamında Pelin Batu Moderatörlüğünde onlarca değerli konuğun ağırlandığı söyleşilerin son konukları Eski Turizm ve Kültür Bakanı Ertuğrul Günay, Yazar Ahmet Ümit ve Sanat Tarihçisi Haldun Hürel'di. İstanbul'un hiç tanınmadığını, bilinmediğini ifade ederek konuşmasına başlayan Hürel, "İstanbul dersini üniversitelere koyan ilk hocalardan birisiyim." dedi. Ahmet Ümit ise İstanbullu olmak bir gurur vesilesi olmalı ama bu şehre karşı sorumluluğumuzu yerine getirmiyoruz. İstanbul'un taşı toprağı altın değil, taşı toprağı kültürdür; ancak biz bunun farkına varırsak altına dönüşür. Örneğin Beyoğlu bir yıkım sürecinde, resmen talana uğradı. Kötü durumda, eski ruhu kalmamış, fakat umutsuzluk olmasın. Beyoğlu da Türkiye de toparlar." şeklinde konuştu.
Mimar Sinan'ın Kafası Kayıp
Eski Bakan Günay ise 50 yıl önce İstanbul'un üzerine şiir yazılan bir il olduğunu, ne yazık ki bu gücü kaybettiğini söyledi. Geçmişten bu yana tarihe ve kültüre sahip çıkma noktasında büyük ihmaller yapıldığını belirten Günay, "Bir bakıyorsunuz sizin topraklarınızdan çıkan bir eser Londra'daki müzelerde sergileniyor. Dünyadan toplamamız gereken çok yapıtlarımız, eserlerimiz var. Taş üstüne taş bırakmamak anlamında Anadolu'daki yerleşme anlayışını Moğollar'a benzetiyorum." dedi. Sanat tarihçisi Haldun Hürel ise Mimar Sinan'ın Süleymaniye Camii'nin gölgesindeki kabrinin açılıp kemiklerinin çıkarıldığı, kafatasının bir müzeye konulmak üzere mezarından alındığı ve sonradan kaybedildiğini belirtti. Hürel, Beylikdüzü'nün tarihini anlatan bir belgesel de çektiklerini de ekleyerek ilçe tarihinden kısa anekdotlar paylaştı. Beylikdüzü Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ise konuklarını ağırlamaktan onur duyduğunu ifade etti ve kendilerine çiçek ile plaket takdiminde bulundu.