Beylikdüzü Belediyesi, Medicell Tıp Merkezi iş birliğiyle ‘Rahim Ağzı Kanseri’ konulu online farkındalık semineri gerçekleştirdi. Düzenlenen seminerde, Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Jin. Op. Dr. M. Sedat Bilecan kanser istatistikleri, kanserde risk faktörleri, erken tanı ve tarama yöntemlerini anlatarak, katılımcıları bilgilendirdi. Rahim ağzı kanserinin, kadınlarda meme kanseri ve akciğer kanserinden sonra en sık görülen kanser türü olduğunu vurgulayan Bilecan, rahim ağzı kanserinden nasıl korunmak gerektiğini de anlattı.
Beylikdüzü Belediyesi Sağlık İşleri Müdürlüğü, Medicell Tıp Merkezi iş birliğiyle “Rahim Ağzı Kanseri” konulu online seminer gerçekleştirdi. Seminerde Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Jin. Op. Dr. M. Sedat Bilecan, kanserin tanı, teşhis, tedavi ve tarama süreçlerine ilişkin bilgileri katılımcılarla paylaştı. Seminer boyunca kanser hastalığı ve tedavi süreçleri ele alınırken katılımcılara yön gösterecek pek çok önemli bilgi aktarıldı. Rahim ağzı kanserinin sinsi bir hastalık olduğunu vurgulayan Bilecan, “Özelikle 40 yaş altı kadınların dikkat etmesi gerekiyor. Rahim ağzı kanserinin bir belirtisi yok. Bu anlamda kadın doğum hekimine rutin olarak gitmek çok önemlidir. Hastalığın başlangıcında bir bulguya rastlandıysa eğer bu tarama testinde belirleniyor. Tarama testinden sonra hastalığa ilk evrede müdahale etmek çok önemli fakat geç kalındığında hastalığın tedavisi ciddi anlamda çok zor olacaktır.” dedi.
Bir kadın yılda bir mutlaka kadın doğum uzmanına gelmeli
Kanserden korunmak için erken teşhisin önemine vurgu yapan kadın hastalıkları uzmanı Sedat Bilecan, tedavi yöntemleri hakkında da birbirinden önemli bilgiler paylaştı. Hastalıktan önce rahim ağzı kanserine neden olan faktörleri bilmek gerektiğini belirten Bilecan, “Rahim, rahim ağzı ve rahim olarak ikiye ayrılır. Rahmin hastalıkları farklıdır rahim ağzının hastalıkları farklıdır. Kadınlarda meme ve akciğer kanserinden sonra en sık görülen kanser türü rahim ağzı kanseridir. Ciddi anlamda dünya genelinde bu hastalıktan dolayı hayatını kaybeden insanlar var. Bunun önüne geçilmesi lazım. Rahim ağzı kanseri yapan düşük, orta ve yüksek riskli üç tip HPV virüsü var. Bugün rahim ağzı kanseri teşhisi konan bir kadında HPV’nin olmadığını görmüyoruz. Kadınlar öncelikle kendilerini bu virüsten koruması gerekiyor ve hastalığın erken teşhis edilmesi gerekiyor. Bu konuda Dünya Sağlık Örgütü ve Sağlık Bakanlığı smear testinin yılda bir yapılmasını önermekte. Bir kadın mutlaka yılda bir kez kadın doğum uzmanına giderek bu testi yaptırmalı.” ifadelerini kullandı.
“Rahim alındıktan sonra kanserin devam etmesi olası mı?”
Rahim ağzı kanseri aşıları hakkında da konuşma yapan Sedat Bilecan aşıların tedavi etme gibi bir durumu olmadığına dikkat çekerek, “Rahim ağzı kanserinde iki farklı aşı kullanılıyor. Bir tanesi cervarix diğeri ise gardasil bu aşılar hastalıktan korunmak için yapılmalıdır.” dedi. Katılımcılar tarafından sorulan “Rahim alındıktan sonra kanser devam etmesi olası mı?” Sorusuna ise Bilecan, “ Rahim ağzı kanseri teşhisi konduktan sonra hastalığın ilk evresi belirleniyor. Bu süreçte rahim alındıktan sonra kanser yayılmış ise eğer oradaki yayılma önlenmeye çalışılıyor. Rahim ağzı kanserinde rahim alındıktan sonra da kanserin vücutta devam etme olasılığı var. Bu yüzden erken teşhis ve müdahale tüm kanser türleri için çok önemlidir.” dedi.